Her Yıl 3-9 Kasım tarihleri ortasında kutlanan ve organ bağışının kıymetine dikkat çekilen “Organ ve Doku Bağışı Haftası’nda, nakiller sonrası oluşan komplikasyonlarla ilgili İkaz geldi. Anatolia Geneworks Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci, organ nakillerinin kâfi donör bulunamaması nedeniyle muvaffakiyet oranının düşük kaldığına dikkat çekerek, “Organ nakli sonrasında sıklıkla görülen ve organda işlev bozukluğu ya da organ reddine Sebep olan BKV ve JCV enfeksiyonları, yanlışsız takip ile engellenebiliyor” dedi.

Türkiye’de organ bağışında kâfi bağışçının bulunamaması Aka bir Problem olurken, yapılan organ bağışlarında karşılaşılan komplikasyonlar da organ nakli bekleyen hastalarda tasa yaratıyor. Organ nakli sonrasında sıklıkla görülen ve organda işlev bozukluğu ya da organ reddine Sebep olan BKV ve JCV enfeksiyonlarının yanlışsız takip ile engellenebildiğine vurgu yapan Dr. Kanneci, ülkemizde Özellikle Fazla sık rastlanan böbrek yetmezliği ve böbrek nakillerinde BKV-JCV yükü takibinin hayli Kıymetli olduğunu da söyledi. Anatolia Geneworks Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci, “Gerçek vakitli BKV-JCV’nin nizamlı takibi sayesinde, transplantasyon sonrası organ kayıpları bariz oranda azalmaktadır” açıklamalarında bulundu.

Türkiye’de 31 bin şahıs organ nakli için bekliyor

İnsan bedeninde yer Meydan organların, fonksiyonlarını Geri döndürülemeyecek halde kaybetmesi durumunda en Kıymetli tedavi bahtı organ nakli ile devam ediyor. Bu hastalıklar Tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de Kıymetli sıhhat meselelerinin başında yer alıyor. Ülkemizde organ nakli için ‘Sağlık Bakanlığı Bekleme Listesi’ne kayıtlı olan ve bağışlanacak bir organla hayata tutunmayı bekleyen Fazla Çok hasta olduğu üzere, bu sayı her geçen Yıl daha da artıyor. O denli ki çoğunluğu böbrek nakli olmak üzere listede 31 binin üzerinde hasta umutla bekleyişini sürdürüyor. Listede yer Meydan yaklaşık 24 bin kronik böbrek, 2 bin 500 karaciğer ve bin 350 kalp hastası bağışlanacak bir organla hayata tutunmayı bekliyor. Bağışçı bulmanın Fazla güç olduğu bu döngünde yapılan organ naklinde yüzde Çehre Ahenk da Fazla Pahalı oluyor. Bu ahengin sağlanması devrinde oluşabilecek Tüm komplikasyonların takip edilebilmesi için yapılan testlerin yanlışsız ve Kesin sonuçlar vermesi ekstra kıymete sahip oluyor. Yapılan birçok çalışmaya nazaran, BKV enfeksiyonunun böbrek transplantasyonu sonrası, greft işlev bozukluğu ve organ reddi ile alakası bulunduğunu lisana getiren Anatolia Geneworks Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Ayşe Kanneci; “3 Kasım 1975, Türkiye’de gerçek manada organ naklinin başladığı gün olarak tarihe geçti. O günden bugüne kadar ilim ve biyoteknolojide Türk ilim insanları Fazla başarılı çalışmalara imza atmış ve hayli zorlayıcı olan organ naklinde Fazla Aka yollar katedilmiştir. Başarılı transfer oranları her geçen gün daha da artarken, sebebi tam olarak saptanamayan birtakım riskler hala gündemini korumakta. Bunlardan biri de BKV-JCV enfeksiyonları. Bu virüsler atama sonrası işlev bozukluğu ve organ reddine Sebep olmakta. Bunun önüne geçmek için ağır Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiğimiz JCV- BKV Saptama Kiti, organ naklinin sonrasındaki süreçte Aka Ehemmiyet arz ediyor. Tertipli ve gerçek yapılan JCV-BKV taramaları ve viral yük ölçümleri organ kayıplarını dikkate değer oranda azaltmaktadır” diye konuştu.

Yanlış Bilgiler Hastalığın Önüne Geçmesin

Organ bağışının ehemmiyetine de dikkat çeken Kanneci, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Ülkemizde 2021 yılında beyin mevti tanısı konulan 1420 hastadan yalnızca 305’inde organ bağışı yapılmıştır. Uzun yıllardır kadavradan organ bağışının ehemmiyeti vurgulansa da günümüzde gerçekleşen beyin vefatlarında organ bağışı yapılma oranı yüzde 25’lerin üzerine çıkamıyor. Bilhassa cemiyet ortasında hakikat bilinen yanlışlar ve inanışlar organ bağışının önündeki en Aka engel”