TEMA Vakfı, 28 yıldır her seçim öncesinde olduğu üzere 14 Mayıs seçimleri öncesinde de hazırladığı Ekosiyaset Dokümanı ile tüm siyasi partilere, siyasette ekoloji temelli yaklaşımı odağa almaları yönünde çağrıda bulundu. “Tüm canlıların Ömür hakkını, cemiyet faydasını ve memnunluğunu odağına Meydan siyasete Davet ediyoruz” diyen TEMA Vakfı Yönetim Heyeti Lideri Deniz Ataç, Vakıf olarak tabiatın korunması için ellerinden gelen takviyesi vermeye Amade olduklarını bir Sefer daha vurguladı.
TEMA Vakfı’nın, 14 Mayıs 2023 seçimi öncesinde hazırladığı Ekosiyaset Belgesi’nde toprak başta olmak üzere; doğal varlıkları, biyolojik çeşitliliği ve iklimi muhafaza gayesiyle uygulanması önerilen Etraf siyasetleri özetlendi. İklim, güç, madencilik, mekânsal siyasetler ve çevresel tesir kıymetlendirme süreçleri kapsamında var durumun incelendiği evrakta, en önemli problemlere dikkat çekilerek tahlil teklifleri sunuldu.
Çalışma hakkında bilgi veren TEMA Vakfı Yönetim Konseyi Lideri Deniz Ataç, “Hazırladığımız Ekosiyaset Evrakı ile ülkemizde canlı ömrünün, toprak, su, hava, mera, orman varlıklarının, korunan alanların ve iklimin korunması amaçlanıyor. Birebir vakitte tabiata müdahale gerektiren bahislerde müdafaacı, denetleyici, bütüncül yaklaşımlar geliştirilirken, kamusal ve toplumsal faydalar gözetilerek ekolojik siyasetler oluşturulması talep ediliyor. Üstün halk faydası unsurunu ve bilimsel gerçekleri temel alarak hazırladığımız tekliflerimizi siyasetçilerin benimsemesini ve öncelik vermesini bekliyoruz” davetinde bulundu.
“Metalik madenciliğin ve Aka kentsel projelerin Sebep olduğu tahribatı durdurmalıyız”
Türkiye’de tarım topraklarının, ormanların ve diğer doğal alanların süratle kaybedildiğine dikkat çeken Deniz Ataç, “Türkiye’de nihayet 30 yılda var tarım topraklarının yaklaşık beşte biri, nihayet 50 yılda ise meraların neredeyse yarısı kaybedildi. tarım yerlerinin ve meraların emeli dışında kullanımının önünü açarak Besin güvenliğimizi tehdit eden bütün uygulamaların önüne geçilmesi için acil tedbirler alınması gerekiyor. 2021 yılı istatistiklerine nazaran; Türkiye’de karasal ve denizel muhafaza alanlarının ülke Çehre ölçümüne oranı sırasıyla %8,7 ve %4’tür. Bu oranlarla dünyada korunan alanlar sıralamasında ise 177 ülke ortasında 133’üncü pozisyondayız. Ülkemizde müdafaa alanlarımızı artırmalı, pak güce geçişi planlamalı ve Kanal İstanbul, 3. Havalimanı üzere Aka kentsel projeler ve metalik madenciliğin doğal varlıklarımız üzerinde Sebep olduğu tahribatı acil olarak durdurmalıyız” biçiminde konuştu.
İklim krizinin her geçen gün şiddetini artırdığını belirten Ataç, Türkiye’nin sera gazlarına yol açan aktifliklerin azaltımı ve iklim değişikliğinin tesirlerine ahengi konusunda net bir siyaset belirlemesi gerektiğinin altını çizdi. Ataç ayrıyeten su varlıklarının sürdürülmesi ve korunması için bir Su Kanunu hazırlanması ve taslağı hazırlanmış İklim Kanunu’nun da iklim adaletini sağlama nazar açısı ile yine gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
“Doğal varlıklarımızı ekosistem öncelikli bir anayasa ile garanti altına alalım”
Mevcut kanunların doğal varlıkları müdafaa aslı ile yine yapılandırılması gerektiğinin altını çizen Ataç, “Çevreye ağır ve geniş çaplı yahut uzun vadeli ziyan Eda ihtimalinin yüksek olduğunun şuurunda, hukuka muhalif yahut Gerekli tedbirleri almayarak yapılan aksiyonlar, ceza kanununda eko-kırım kabahatleri olarak tanımlanmalıdır. Yaşadıklarımız göstermiştir ki kanunlar ve yönetmelikler, anayasa ile teminat altına alınmadığı sürece Ömür ve ekosistem haklarının sürdürülebilirliğini sağlamakta kâfi olmamaktadır. Bu nedenle iklim adaleti, ekosistem hakları, doğal varlıklarımızın korunması ve çoğaltılması mutlak surette ekosistem öncelikli bir anayasa ile garanti altına alınmalıdır” diye konuştu.
“Doğanın korunması için elimizden gelen takviyesi vermeye hazırız”
“2018 yılından bu yana geçen 5 yıllık seçim devri boyunca iklim krizi nedeniyle yaşadığımız felaketlerin ve zelzelenin yıkıcı sonuçları için idarelerin kapsamlı tahliller üretmesi ve kararlar alması gerekirdi. bütün bu tahlili güç olan mevzular, siyasette ekoloji temelli yaklaşımın odağa alınmasını bize bir kere daha hatırlatmış oldu” tabirlerini kullanan Deniz Ataç, tabiat olayları felakete dönüşmesin diye doğayı tahrip eden uygulama ve yaklaşımların tespit edilerek, bunlara Temel oluşturan siyasetlerin ortadan kaldırılması için siyasilere davette bulunduklarını belirtti.
“Cumhuriyetin 100. yılında Ömür ve felaketler ortasında bir seçim olmasın” diyen Ataç, “Tüm siyasi aktörleri Tüm canlıların şu anki ve gelecekteki Ömür haklarını müdafaaya, cemiyet genelinin faydasını ve memnunluğunu odağına Meydan siyasete Davet ediyoruz. Çalışmalarımızda bize ilham kaynağı olan Onursal Liderlerimiz merhum Sayın Hayrettin Karaca ve merhum Sayın Ali Nihat Gökyiğit’in izinde hazırladığımız TEMA Vakfı Ekosiyaset Belgesi’nin bütün politikler tarafından benimsenmesini umuyoruz. TEMA Vakfı olarak, tabiatın korunması için elimizden gelen dayanağı vermeye Amade olduğumuzu belirtmek istiyoruz” dedi.
Kaynak: (BYZHA) ak Haber Ajansı
