Medikal Mal Praktis sıhhat hukuku alanını en Fazla meşgul eden Kıymetli bahisler ortasında birinci sıralarda yer alıyor. Medikal Malpraktis, sıhhat çalışanlarının tedavi esnasında aktüel standart uygulamaları yapmama durumu, marifet noksanlığı yahut hastanın tedavisini vermemesinden kaynaklanan ziyan olarak tanımlanıyor. Sağlık Bakanlığı medikal malpraktis konusunda bir mevzuat değişikliği gerçekleştirdi. Bu değişikliğe nazaran; 7406 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve Birtakım Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanun ile hekim/diş tabibi ve öteki sıhhat Uğraş mensuplarının, soruşturma ve rücu sürecini takip ve değerlendirmeye yükümlü ‘Mesleki mesuliyet Kurulu’ oluşturuldu. Sağlık hukuku alanında Değerli değişikliklerin yapıldığı mevzuda İzmir Barosu bir konferans düzenleyerek, ‘Son Mevzuat Değişikliklerinin Malpraktis Dava ve Soruşturmalarına Yansımaları’ konusununda avukatları bilgilendirdi. Malpraktis davalarında ceza soruşturması ve kovuşturması süreçlerindeki değişiklikler, ön inceleme, mesleksel mesuliyet şurası, rücu davaları, görevli-yetkili şura ve mahkemeler başlıklarında gerçekleşen konferansta, İzmir tabip Odası avukatlarından Mithat Kara, mevzuat değişikliği ile ilgili ayrıntıları paylaştı.
Özel hastanelerde çalışan sağlıkçılar da artık muhafaza altında!
Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir alt ünite olarak vazife yapacak olan Mesleksel mesuliyet Heyeti kapsamına hakkında şikayette bulunulan Özel sıhhat kuruluşlarında misyon yapan Tabip ve sıhhat çalışanları da iç edildi. Böylelikle yalnızca üniversite ve kamuda çalışan sağlıkçılar değil Özel hastanelerde misyon Meydan Tabip ve sıhhat çalışanları da müdafaa kalkanı kapsamına alınmış oldu. İzmir Barosu sıhhat Kurulu bünyesinde medikal malpraktis alanında uzmanlaşmış Avukat Mithat Kara, bakanlık tarafından gerçekleştirilen bu mevzuat değişikliğinin maddedeki boşluğu kapattığını söyledi. Avukat Kara, “Uygulamada en Fazla Sıkıntı yaşanan ve meslektaşlarımızın şikayet ettiği hususlardan birisi dava açılıyor. ‘Hekimlere karşı açılan davaların hiçbirisi hekimlerin birbirini muhafazasından kaynaklı kazanılamıyor’ biçiminde meslektaşlarımız tarafından bize gelen Geri bildirimler var. İşin bir diğer tarafında bulunan tabipler ve sıhhat çalışanları da, kendilerine Fazla sayıda dava açılmasından, Daimi dava, soruşturma ve şikayet tehdidi altında kalmaktan dolayı şikayetçi” dedi.
“Sağlık çalışanları beş altı koldan şikayet ediliyor”
“Medikal MalPraktis davalarında bir öbür saç ayağı ise bilir kişiler” diyen Av. Kara, “Mahkeme süreçlerinde bir günah keçisi aranıyor bu da daha Fazla ne yazık ki eksperler oluyor. Türkiye’de sıhhat çalışanına karşı yasal yollara başvurma konusunda o kadar Fazla farklı seçenek Mevcut ki. Artık bu seçenekler avukatların da başını döndürmüş durumda. Bilgisayar başından CİMER’e, sıhhat müdürlüklerine bir sürü yere yazılıp bir sıhhat çalışanı şikayet edilebiliyor. Birçok kurum, tıpkı anda, birebir hareketle ilgili birebir anda harekete geçiyor. Her Kuruluş kendi incelemesini yapıyor. Tabip beş altı koldan soruşturmaya Alışılmış tutuluyor. Anayasa Mahkemesi ise malpraktis ile ilgili önüne gelen belgelerde ‘benim için aktif yargı yolu isimli yargı yoludur’ diyor. Yani tazminat dinamiklerinin işletilmesini söylüyor” diyerek açıklamalarda bulundu.
“Sağlık alanında mevzuat karmaşası var”
Türkiye’de sıhhat alanında Fazla dağınık bir mevzuat karmaşası olduğuna işaret eden Kara, “Bütün bu mevzuatlara Biricik tek Yargıç olabilmek Mümkün değil. sıhhat alanında bugün gördüğünüz mevzuatı yarın göremeyebilirsiniz. Memleketler arası metinlerin tespit edilip incelenmesi yol gösterici olması açısından Değerli rol oynuyor. Bu hususa ait Temel kanunları tespit etmek de değerlidir. Peki mayıs ayında yürürlüğe giren 7406 sayılı kanununun bu alana yansımaları, soruşturma süreçleri dava süreçlerinde nelere dikkat etmeliyiz? sıhhat Bakanlığı bünyesinde mesleksel mesuliyet ismi altında yeni bir heyet oluşturuldu. 7 şahıstan oluşturulan bir heyet. sıhhat Bakanlığının bir alt ünitesi olarak oluşturuldu. Yüklü olarak bakanlıktaki bürokratların vazife aldığı heyette muhtaçlığa nazaran evrak sayısına nazaran ikinci, üçüncü şuralar oluşturulabilinecek. Bu heyete yargı süreçlerini temelden etkileyen bir vazife atfedildi” dedi.
“Üniversitelerde değişiklik yok”
Üniversite hastanelerinde vazifeli Tabip ve sıhhat çalışanları hakkındaki şikayetlerin ceza soruşturmasına dönüşmesi sürecinden bahseden Kara, Laf konusu mevzuat değişikliğinin üniversiteleri kapsamadığını söyledi. Üniversite bünyesinde çalışan bir sağlıkçı hakkında bir şikayet Mevcut ise bu şikayet üniversiteye ya da direkt savcılığa yapabiliyor. Savcılık Laf konusu şikayet belgesi ile ilgili misyonsuzluk kararı verip belgeyi rektörlüğe gönderiyor. Rektörlük birinci ve nihayet soruşturma çerçevesinde Olumlu ya da Olumsuz bir karar veriyor. Bu kararın durumuna nazaran taraflar danıştaya itiraz edebiliyor. Danıştayın vereceği karara nazaran yargılama başlıyor. Bir sıhhat çalışanı hakkında bir ceza soruşturması yürütülebilmesi için o şahıs hakkında üniversite Yönetim konseyinin ve danıştayın soruşturma müsaadesi vermesi gerekiyor. Kısaca medikal malpraktis konusunda oluşturulan Mesleksel mesuliyet Şurası, üniversitelerde çalışan doktorlar ve sıhhat çalışanlarının soruşturmaları konusunda inceleme yapmayacak. sıhhat bakanlığı bünyesinde çalışanlar için de yalnızca şuralar değişiyor. Bir ön inceleme yapılıyor gerisinden bölge yönetim mahkemesinin onayı gerekiyor.
Özel hastane çalışanları müdafaa kalkanına alındı
“Özellerde çalışan Tabip ve sıhhat çalışanları için ise bu türlü bir müdafaa kalkanı yok direkt ceza soruşturması yapılabiliyor” diyen Av. Mithat Kara, Laf konusu mevzuat değişikliği ile Özel sıhhat kuruluşlarındaki uygulamada ileri bir adım atıldığına vurgu yaptı. kara şöyle konuştu: “Sağlık Bakanlığına bağlı bir doktoru yahut çalışanı şikayet etmek istediğinizde şikayeti savcılığa direkt yapabilirsiniz. Ya da sıhhat Bakanlığı ya da Vilayet sıhhat müdürlüklerine yapabilirsiniz. 4483 Sayılı kanun kapsamında bir ön inceleme süreci işletiliyor. Şura öncelikle kendisi doktoru yahut sıhhat çalışanını soruşturuyor. Ve soruşturma sonucunda müsaade verilmesi yahut verilmemesi karar veriyordu evvelki düzenlemede. Şu anda vilayetler bazındaki bu vazife merkezileştirildi ve sıhhat Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleksel mesuliyet Şurasına verildi. Artık sıhhat Bakanlığına bağlı sıhhat çalışanları hakkındaki şikayetler ile ilgili soruşturma müsaadesi verilip verilmemesi kararını bu şura verecek. Bu şuranın kararına karşı kararın teyidinden itibaren 10 gün içerisinde tarafların itiraz etme hakkı var. Ankara Bölge idare Mahkemesi bu mevzuda yetkili ve bu mahkemenin vereceği karara nazaran sıhhat çalışanı hakkında ceza soruşturması yapılacak yahut yapılmayacak.”
Soruşturma süreçlerini baştan sona değiştiren Öbür bir hususun da Özel sıhhat çalışanlarına yönelik olduğunu söyleyen Kara, “Özel sıhhat kuruluşlarında misyon yapan şahıslar ile ilgili müdafaa kalkanı yoktu. Yeni düzenleme ile Bir arada Özel sıhhat kuruluşlarında çalışan doktorlar de 4483 sayılı kanun kapsamına iç edildi. Onlar içinde bir ön inceleme kuruluşu getirildi. Birinci adres artık savcılık değil birinci adres sıhhat Bakanlığı. Tüm kapılar sıhhat Bakanlığı Mesleksel sıhhat Kurulu’na çıkacak ve bu şuranın vereceği karara nazaran ceza soruşturması açılıp açılmayacağı belirli olacak. Bu düzenleme devam eden soruşturma müsaadesi kararı Mevcut ve mutlaklaşmış ise soruşturma devam edecek. Lakin hakkında mutlaklaşmış ceza soruşturması müsaadesi olmayan Tüm sıhhat çalışanlarının belgeleri sıhhat Bakanlığının Mesleksel sıhhat Kurulu’na gidecek” açıklamasında bulundu.
“Tazminat konusunda konsey karar verecek”
Tazminat ile ilgili değişiklikler konusuna değinen Avukat Mithat Kara, “değişiklik tazminat davası sonucunda idarece ödenen tazminatların sıhhat çalışanına rücu edilmesi etabında gündeme geliyor. Yeni düzenleme ile idarece ödenen tazminatların sıhhat çalışanına rücu edilip edilmeyeceğine Mesleksel sıhhat Konseyi karar verecek. Bu konsey halk Kurum ve kuruluşlarında çalışan sıhhat çalışanlarının, sıhhat mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedavi süreçleri ile ilgili ödenmiş olması ve sıhhat çalışanının misyonunu berbata kullandığının tespit edilmiş olması halinde bu tazminatların rücu edilip edilmeyeceğine heyet karar verecek. Kanunda buna ait çerçeve Fazla net çizilmemişti. Rücu konusu çıkarılan bu mevzuat değişikliği ile netlik kazandı. sıhhat çalışanının taammüden misyonun gereklerine alışılmamış devinim etmesi ve misyonunu berbata kullandığı konusunda katılaşmış bir mahkeme kararının olması halinde sıhhat Bakanlığı yahut üniversite ödemiş olduğu tazminatı kusuru oranında sıhhat çalışanına rücu edecek. Hali hazırda devam eden rücu davaları için de kanun bir süreksiz karar koyarak rücu davası açan yönetime iki ay mühlet tanınıyor. idare Şayet iki aylık müddet içerisinde bu bahisle ilgili Mesleksel mesuliyet Kurulu’na bir müracaatta bulunmaz ise dava reddedilecek. Üniversiteler dış halk ve Özel sıhhat kuruluşlarında çalışanlar hakkında ceza soruşturması açılabilmesi Mesleksel mesuliyet Kurulu’nun onayına Olağan tutuldu. Konsey tarafından verilen soruşturma açılıp açılmaması kararlarına 10 gün içerisinde itiraz hakkı var.” diyerek açıklamalarına nihayet verdi. Konferansta açılış konuşmasını yapan İzmir Barosu Lideri Avukat Sefa Yılmaz, malpraktisin Fazla Çok karşılaşılan bir bahis olmasına Karşın bilgi eksikliklerinin de olduğunu belirtti. Konferans konukları ortasında Bakırçay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Serkan Çınarlı oldu. İzmir Barosu sıhhat Hukuku Kurulu tarafından gerçekleştirilen ‘Son Mevzuat Değişikliklerinin Malpraktis Dava ve Soruşturmalarına Yansımaları’ konferansının moderatörlüğünü Baronun Yönetim Heyeti Üyesi Av. Anıl Güler yaptı.
