Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde Ramazan ayı boyunca gerçekleşen etkinlikler çerçevesinde devam eden Serdar Tuncer’le Zeytinburnu’nda Ramazan programının bu haftaki konukları Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ve Saliha Erdim oldu. 

Ramazan ayı hasebiyle Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde devam eden etkinlikler çerçevesinde gerçekleşen Serdar Tuncer’le Zeytinburnu’nda Ramazan programının bu haftaki konukları Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ve Saliha Erdim oldu.

PROF. DR. HATİPOĞLU: “RAMAZAN BİR NEBZE DE OLSA BİZİ TOPARLADI” 

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun sohbetinde dikkat çeken bahis başlıklarından biri de zelzele felaketinden sonra Ramazan’ın bize getirdikleriydi. Prof. Dr. Hatipoğlu’nun o konuşmasının bir kısmı şöyleydi: “Ramazan ayındayız, Fazla Özel günlerdeyiz, yarısını geçtik. Artık istiğfar ve veda günleri Ramazan için. Ramazan tam vaktinde yetişti bize. Zira biliyorsunuz ki, ülkemizde bir zelzele felaketi yaşadık. Felaketin ardından dağılmıştık yani. Sahiden dağılmıştık. İlah Ramazan’da topladı bizi. Savrulmuştuk, İlah bizi bir ortaya getirdi. Tahminen yara, kapanmayacak bir yara, vefat edenler açısından söylüyorum. lakin en azından… İki türlü baht Mevcut biliyorsunuz: Bir küllî yazgı, Allah’ın iradesi, buna iman ediyoruz; bir de bizim irademiz var. Bizim irademiz, yalnızca Tedbir almakla yükümlüyüz. Bize Karşın bir şey olur mu, olur.”

SALİHA ERDİM: “BEŞER ŞAŞAR, O YÜZDEN BİZ EKSİKLERİMİZ İLE TAMIZ”

Serdar Tuncer’in sonraki günkü program konuğu Saliha Erdim ise aile hayatındaki iniş çıkışlara değinerek konuklara şu tavsiyelerde bulundu: “Aile hayatında, insanın diğeriyle dert yaşaması olmazsa olmazdır. Zira biz beşeriz. Beş duyumuz yanılır, hislerimiz yanılır, o gün karnı açtır, etkilenmeye Amade bir psikolojidedir. O gün birine canı sıkılmıştır, tepkisel olmaya Fazla uygun bir psikolojidedir, moddadır. Hasebiyle anladım zanneder anlayamamıştır, anlaşıldım zanneder anlaşılamamıştır, insanoğlu daima yanılır. Beşerdir, şaşar. Biz, eksiklerimizle tamız. Yanlışlarımızla tamız. Günahlarımızla ve kusurlarımızla tamız. Burada, Rabbimiz’in bizden en Fazla istediği şey, kendimizi düzeltme konusunda birincil Görev olarak, kendimizi merkeze alacağız, ‘Ya Rabbi ben nasıl davranırsam sen benden razı olursun? Ya Rabbi, şu anda benim yerimde Peygamberimiz (s.a.v.) olsaydı o nasıl davranırdı?’ Müslüman’ın iki sorusu vardır, ikisi de budur.”

Kaynak: (BYZHA) ak Haber Ajansı