Okul fobisi kreşe, anaokuluna ve ilkokula yeni başlayan, bilhassa erkek çocuklarda ağır olmakla Bir arada bütün çocuklarda görülebilir. Çocuklarda yaşanan bu dehşete karşı Ebeveyn ve babalara ihtarlarda bulunan Kızılay Kağıthane Hastanesi tabibi Uzman Psikolog Merve Uyar çocukların gösterdiği yansılara dikkatle ve şefkatli yaklaşılması gerektiğini belirtti. Uyar, çocuklara verilen yansıların onların kişiliklerine Olumlu yahut Olumsuz tesir edebileceğini söyledi.
“Çocuklar Okul Korkusuna karşı farklı reaksiyonlar verebilir”
Anne ve babaların bu mevzuda hassas olması gerektiğini belirten Kızılay Kağıthane Hastanesi hekimi Uzman Psikolog Merve Uyar, “Okul Değerli bir toplumsallaşma aracı olmasıyla Birlikte birebir vakitte çocuğun bilişsel, ruhsal, duygusal açıdan da geliştiği bir ortamdır. Ayrıyeten ilkokula başlama ebeveynden ayrılmayı ve bireyselleşmeyi de yaşadığı devirdir. Biricik başına kaldığında birçok durumla baş etmesi gerekir. Çocukların okula gitmekten korkması, okula gitmeye zar güç ikna edilmesi/hiç gitmek istememesi üzere durumlar oluştuğunda bunun altında yatan nedenler değişkenlik gösterebilir. Çoklukla Okul korkusu, toplumsal fobi, akran zorbalığı. Ebeveynden ayrılma korkusu üzere durumlardan kaynaklı olabilir. Bu durum karşısında çocuklar Kaygı seviyelerinin etkileyen biyolojik tesirler gösterebilirler. Telaş yaşadıklarında bu yansılar tipiktir. Bu tepki, yükselmiş adrenalin düzeyi ile Birlikte farklı fizyolojik reaksiyonları içerir. Bunlar, artmış kalp atım suratı, karın ağrısı, terleme, titreme, kasılma iştahta azalma, mide bulantısı, konuşma maharetinde azalma, uykusunda altını ıslatma üzere sıralanabilir. Bu durumlar karşısında ebeveynler tarafından çocuğa kulun Olumlu yanlarının anlatılması gerekir. Okul vakti sürecinde sorun yaşadığında irtibat kurabileceği bireyler belirlenebilir. Öğretmenlerin kapsayıcı olması, çocuğu dışlamaması, baş etmekte zorlansa dahi ebeveynlerle tahlil odaklı çalışmalar yapması faydalı olacaktır” diye konuştu.
Okul korkusuna karşı aile ve eğitimci önemli’
Uzman Psikolog Merve Uyar, “ebeveynlerinden farklı kaldıklarında ortaya çıkan Tasa ile baş edemeyen çocuk kendi kendini sakinleştirme maharetine sahip olmayabilir. Bu sebeple Telaş ile baş edemedikleri için okula gitmek istemeyebilirler. konut ortamı çocuk için inançlı alandır. Anneden başka olduğunda da ben güçlüyüm diyebilmesi için vakte muhtaçlığı vardır. Ana ve öğretmenlerin çocukların okula Ahenk süreçlerinde sabırsız, ısrarcı davranmamaları ve çocuğun his ve kanılarını anlaması gerekir. Her çocuğun tek olduğu unutulmamalı ve öbür çocuklarla/kardeşlerle kıyaslanmamalıdır” dedi.
“Kaygıya karşı verilecek reaksiyon çocukların kişiliklerini belirler”
Neredeyse bütün çocukların ister gerçek isterse hayali olsun, tehdit yaratan bir durumla karşılaştıklarında kaygıyı deneyimlediklerini ve Tasa yaşadıklarını belirten Uyar, “Aslında makul seviyede kaygı yaşamak insanları yeni bir şey öğrenme konusunda motive eder. Algılanan kaygı ister okul, hekim, ister cadı ya da yılan halini alsın, bütün çocuklar günlük ömürlerinde gerilimli durumlarla Çehre yüze gelir ve bu onları çocukluktan ergenliğe gerçek götüren değişimin, gelişimin şartlarını hazırlar. Derde karşı verilecek reaksiyon biçimleri, Benlik özelliklerine ve gelişim devrindeki düzeylerine nazaran değişme gösterir. Çocukların tasalarını azaltmak için düşünme yanılgılarının düzeltilmesi gerekir. Telaş problemleri yaşayanlar çoklukla hassas mizaca sahip yahut gelişimin erken devirlerinde ruhsal dertlerle karşılaşmış olabilirler. Dünya genelinde çocuklar üzerinde en Aka baskı olan Okul başarısıdır. Türkiye’de de Özellikle çocuklar İmtihan korkuları ve gerilimi ile adeta boğuşmaktadırlar. Çocuklar bir tecrübeden keyif alırken, muhtemelen bir şeyler öğrenmektedirler. Okuldan keyif alması, öğrenmesi, toplumsallaşması, hislerini Anlatım etmesi Fazla kıymetlidir. Bu sebeple baskıcı tavırlar çocuklarda alt ıslatmaya giden tablolar ile bile karşımıza çıkabilir” dedi.
Kaynak: (BYZHA) – ak Haber Ajansı
