14 Şubat 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7354 sayılı Öğretmenlik Uğraş Kanunu (ÖMK) ve akabinde çıkarılan “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Meslek Basamakları Yönetmeliği”, Anayasa’ya ve 1739 sayılı ulusal Eğitim Temel Kanunu’na ters düzenlemeler içermesi nedeniyle eğitim işçilerinin ağır reaksiyonuyla karşılaşmıştır. Gerek eğitim alanında örgütlü sendikalar aracılığıyla gerekse ferdî olarak gösterilen ağır yansılara Karşın Ulusal Eğitim Bakanlığı, ÖMK’nin uygulanması ve Meslek Basamakları Sınavı’nın (KBS) yapılması konusunda Geri adım atmamıştır.
Anayasa Mahkemesi, anayasaya karşıt düzenlemeler içeren ÖMK’yi 9 Kasım 2022 günü temelden görüşmeye başlamıştır. Anayasa Mahkemesi’nin eğitim alanında telafisi Güç sonuçlar yaratması kaçınılmaz olan ve anayasaya karşıt düzenlemeler içeren ÖMK ile ilgili olarak hukuka Müsait bir karar vermesi beklenirken, düzenleme ile ilgili ulusal Eğitim Bakanlığı ve en Çok üyeye sahip üç eğitim sendikasının dinlenmesine karar verilmiştir. AYM’nin yalnızca üç sendikanın görüşüne başvurmak istemesinin demokratik bir tavır olmadığı açıktır. Bu nedenle 15 eğitim sendikası Öğretmenlik Uğraş Kanunu’nun yol açacağı sıkıntıları ve kanunun hususlarına yönelik itirazları içeren kapsamlı bir dilekçeyi Anayasa Mahkemesi’ne sunmuştur.
Öğretmenlik Uğraş KanunuÖğretmenlik Uğraş Kanunu’nun Geri çekilmesini talep eden sendikalar olarak ÖMK’nin Geri çekilmesi, kapsamlı ve bütüncül yeni bir Uğraş kanunu hazırlanması, ÖMK ve eğitim işçilerinin meseleleri hakkındaki görüşlerimizi iletmek maksadıyla ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den bu Defa 15 eğitim sendikası olarak 16 Kasım 2022 günü için randevu istememize karşın, talebimize bir Karşılık dahi verilmemiştir. ulusal Eğitim Bakanı’nın eğitim işçilerinin temsilcilerine randevu vermemesi, yalnızca bizlere yönelik değil, ÖMK ile ilgili tenkit ve dertleri olan Çehre binlerce eğitim işçisine de yönelik Aka bir saygısızlıktır.
Öğretmenlik Uğraş Kanunu nihayet Dakika
ÖMK’nin iptalini isteyen 15 eğitim sendikasının MYK üyeleri, 16 Kasım 2022 günü (dün) Anayasa Mahkemesi genel Sekreteri Murat sevinçli ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Yapılan görüşmede, 15 eğitim sendikasının Bir arada hazırladığı ve Öğretmenlik Uğraş Kanunu ile meslek basamakları imtihanına itirazımızı belirten 32 sayfalık dilekçe AYM’ye sunulmuştur. Dilekçede, kanun yapma tekniğine ters olarak hazırlanan yasanın, eğitim işçilerinin özlük, ekonomik ve toplumsal hiçbir sıkıntısına tahlil üretmediği belirtilmiştir. halk faydasına alışılmamış olan, telafisi Muhtemel olmayacak sonuçlara yol açacak ÖMK’nin, 19 Kasım’da yapılacak olan Meslek Basamakları İmtihanı dâhil olmak üzere yürürlüğünün, iptal davası sonuçlanana dek durdurulması talep edilmiştir.
Eğitim sendikaları olarak ortak dilekçemizde, Öğretmenlik Uğraş Kanunu’nun Anayasa’ya muhalif olduğu detaylı biçimde açıklanmış, 7354 sayılı kanunun ILO-UNESCO ortak evrakı olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’nden fersah fersah Irak olduğu ortaya konulmuş, 2005-2006 yılından bu yana meslek basamakları ile ilgili yapılmış bilimsel araştırmaların sonuçları özetlenmiştir. Bu araştırmalarda öğretmenler meslek basamaklarını “adaletsiz”, “gereksiz”, “ayrımcı”, “yetersiz”, “boş bir unvan” ve “çıkarcılık” olarak değerlendirmişlerdir. Bu nedenle dilekçede geçmişte yapılan yanlışların tekrarlanmaması için “yargının dostları” olarak Anayasa Mahkemesi’nin dikkati çekilmek istenmiştir.
Ortak dilekçenin Değerli bir kısmını öğretmenlik mesleğinin niteliği oluşturmuştur. Maddede, öğretmenliğin üç istikameti olan genel kültür, Özel Meydan bilgisi ve öğretme-öğrenme yeterlikleri olmasına rağmen meslek basamakları ve İmtihan sistemi öğretmenliğin yalnızca bir istikametine hayli yetersiz biçimde odaklanmıştır. Böylelikle öğretmenlik mesleğine yönelik ulusal Eğitim Bakanlığı’nın kavrayışındaki Problem ortaya konulmuştur.
Öğretmenlik Uğraş KanunuDilekçede ÖMK’nin kapsamlı ve bütünsel bir Nitelik taşımadığı, kanunun idari, teknik, Yardımcı işçi olarak eğitime takviye veren işçileri, Özel bölüm öğretmenlerini, fiyatlı öğretmenleri, kontratlı öğretmenleri ve Muallim yetiştirme bağlamında Çehre binlerce ataması yapılmayan öğretmeni ve engelli öğretmenleri görmediği Anlatım edilmiştir. Yasanın bu taraflarıyla gerçek bir Uğraş kanunu niteliği taşımadığı ortaya konulmuştur. Eğitim sendikalarının nihayet aylar içinde yaptığı araştırmaların sonuçlarına nazaran öğretmenlerin Fazla Aka bir kısmı, meslek basamakları ve İmtihan düzenlemesini benimsememekte ve itiraz etmektedirler. Meslek basamakları ve imtihanın öğretmenler ortasında ayrımlar ve eşitsizlikler yaratacağı ve bu meselelerin öğrencilere ve velilere de yansıyarak çalışma ve eğitim barışını bozacağı Anlatım edilmiştir.
Öğretmenlik Uğraş Kanunu’nun gündeme geldiği birinci günden itibaren gerek Biricik tek okullarımızda gerekse alanlarda Türlü hareket ve etkinlikler yapılmasına ve ağır bir reaksiyon gösterilmesine Karşın 19 Kasım’daki imtihanın iptal edilmemesi, önümüzdeki süreçte telafisi Mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracak, imtihana giren ve girmeyen öğretmenler ortasında derin ayrışmalar yaşanacaktır. Okullardaki çalışma barışını direkt tehdit eden ve tıpkı işi yapan öğretmenleri farklı statülerde ayrıştırarak birbiriyle direkt rakip haline getiren bir düzenlemenin eğitimin niteliği üzerinde yaratacağı Olumsuz etkiyi varsayım etmek hiç güç değildir.
Eğitim Sen olarak, ulusal Eğitim Bakanlığı’na ve Anayasa Mahkemesi’ne bir Defa daha seslenmek istiyoruz. Eğitim işçilerinin Fazla Aka bir kısmı Öğretmenlik Uğraş Kanunu ve Meslek Basamakları Sınavı’nın getireceği aksilikleri görmekte ve haklı itirazlarını Daimi dillendirmektedir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’ya ters düzenlemeler içeren ÖMK ile ilgili karar sürecini hızlandırmalı, en azından 19 Kasım’da yapılması planlanan imtihanın yürütmesini acilen durdurmalıdır.
Eğitim işçilerinin AYM’den talebi, Anayasa’ya alışılmamış Öğretmenlik Uğraş Kanunu’na ve bu düzenlemenin sonucunda eğitim alanında oluşacak mümkün bir kaosa geçit vermemesidir. Gündeme geldiği birinci andan itibaren tenkit ve itirazlarımızı kamuoyu ile paylaştığımız Öğretmenlik Uğraş Kanunu ve yönetmeliğine karşı uğraşımız eşit, Özgür ve dayanışmacı bir eğitim süreci inşa edilene dek sürecektir. (Kaynak: Eğitim Sen) (BSHA-Bilim Ve sıhhat Haber Ajansı)
