İŞYERİMDE TACİZE VE ŞİDDETE YER YOK!
YANINDAYIZ Derneği’nin Friedrich Naumann Vakfı’nın (FNF) dayanağı ile yürüttüğü “İşyerimde Tacize ve Şiddete Yer Yok!” projesi, Türkiye’de erkekleri eğitim ve seminer faaliyetleri ile bilinçlendirerek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve tacizin sona ermesine katkıda bulunmak maksadıyla gerçekleştirilmiştir.
Mayıs 2022’de başlayan ve 31 Ekim 2022’de tamamlan “İşyerimde Tacize ve Şiddete Yer Yok!” projesinin kapanış toplantısı 8 Kasım 2022 tarihinde yapıldı. Toplantının açılış konuşmasında YANINDAYIZ Derneği Kurucu Yönetim Heyeti Lideri Işık Ger proje hakkında şunları söyledi: “YANINDAYIZ Derneği olarak Türkiye’ de birinci Sefer ilçeler seviyesinde gerçekleştirdiğimiz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi çalışmamızdan yola çıkarak, İstanbul özelinde ve Türkiye çapında genel endeks skoru düşük 10 Vilayet ve ilçede yer Meydan 13 farklı dokuma fabrikasında gerçekleştirdiğimiz ‘İşyerimde Tacize ve Şiddete Yer Yok!’ projesi kapsamında mavi yakalı çalışanlara toplumsal cinsiyete dayalı taciz ve şiddet farkındalığı eğitimleri verdik. Birinci ve nihayet testler uygulayarak iştirakçilerin şiddet ve tacize yönelik algı değişimlerini gözlemledik. Proje sonuçlarını değerlendirdiğimizde; eğitimin Özellikle işyerinde cinsel taciz ile ilgili olan kısmının epey geliştirici ve öğretici olduğunu, nizamlı aralıklarla verilecek eğitimlerde tahminen de kanıksanmış olan kalıpların kırılabileceğini şahsen deneyimlemiş olduk.”
Nur Ger, “Türkiye, Laf konusu toplumsal cinsiyet eşitliği olduğunda, kaplumbağa suratında yol Meydan bir ülke. Bu suratın artması için Özel bölüm, halk ve sivil cemiyet örgütlerinin el ele vermesi, Bir arada çalışarak daha Fazla ortak proje gerçekleştirmesi ve ataerkil zihniyet dönüşümünün sağlanmasına katkı sunması şart” dedi. YANINDAYIZ Derneği Kurucu Yönetim Heyeti Lideri Ger, Türkiye’de aktiflik gösteren STK’larda toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze Meydan Faaliyet ve projelerin sayısının giderek artmasının memnuniyet verici olduğunu vurgularken kâfi olmadığını da kelamlarına ekledi.
Friedrich Nauman Vakfı’nınn (FNF) Türkiye Daima Temsilcisi Beate Apelt, “YANINDAYIZ Derneği ile proje paydaşlığımız bizim için farklı bir kıymete sahip. Bir bayan hakları savunucusu derneği olan YANINDAYIZ’ın amaç kitle olarak erkeklere ulaşma yaklaşımını epey eşsiz buluyor ve bunun bayanların kendilerini güçlendirirken gereksinim duydukları bir tamamlayıcı olduğunu düşünüyoruz. Proje grubu, farklı kentlerdeki birçok dokuma fabrikasında çalışan Fazla sayıda beşere ulaşmayı başardı. Yapılan eğitimlerin bayan hakları, taciz ve toplumsal cinsiyet dayalı şiddet sıkıntısına dair farkındalığı artırdığını görmekten memnunuz. Umuyoruz ki bu proje somut bağlamda dokuma sanayisindeki bayanların hayatında ayrım yaratır” dedi.
PROJEDEN ÇIKAN DEĞERLİ BULGULAR
- Projenin Gaye ve kapsamı çerçevesinde Ehemmiyet arz eden sorular daha Fazla işyerindeki şiddet ve tacizle ilgili olanlardır. İstanbul ve diğer bölge vilayetleri ayrım etmeksizin iştirakçilerin yanlışsız olarak gördükleri öge, şiddet ve tacize uğradıklarında bu olayı patrona bildirerek tüzel yollara başvurmaları gerektiğinin farkında olmalarıdır.
- Hukuki temelli sorularda “yanlış” ve “fikrim yok” seçeneklerinin gidip “direkt patrona anlatma” sorusunda verilen yanıtların oranında daha Çok olması, mavi yakalı çalışanların bu mevzuyla ilgili türel haklarını bilmemeleriyle ilgili olabilir. Tıpkı vakitte tüzel yollara başvurmanın Amel devamlılıklarına ziyan vereceğini ve Emniyet açığı oluşturabileceğini düşünüyor olabilirler.
- İş yerinde şiddete maruz kalan bireylerin bu mevzuda bilinçlendirilmesi ve başvurabilecekleri hukuksal yollar ile uygulanacak yaptırımlar hakkında aydınlatılmaları Ehemmiyet taşımaktadır.
ÖNERİLER
- Eğitimlerin A’dan Z’ye modüller halinde aralıklı dönemlerle verilmesi sindirilmesine Yardımcı olabilir. Örneğin, birinci modül olarak genel bir toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilerek bu modülün ikinci evresinde Ufak ve rasgele seçilmiş kümelere atölyeler halinde dramalar yaptırılabilir. Örneğin, erkek ve bayanların birbirlerinin cinsiyet rollerini üstlenmeleri sağlanarak beklentilerin zıtlıklarının şahıslarda yarattığı tesirler gözlemlenebilir ve dönüşüm sağlanabilir.
2. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin içerisinde bayan ve erkeğin cinsiyet rol ve beklentilerinin yıkımıyla ortaya çıkabilecek cinsiyet eşitliği ve çeşitliliği önemlidir
Böylece hem bayan ve erkeğin hem de bütün öbür cinsiyetlerin Özel bölümdeki mavi yakalı kategorisinde şiddetsiz görünürlüğüne artı değer olabilir.
3. Eğitim verilen Kuruluş ve kuruluşların eğitim veren STK tarafından aralıklarla denetlenmesi ve teste tabi tutulması, yeni Amele girişlerinde kesinlikle eğitimin yeni işçiye tekrar edilmesi sağlanarak kar topu biçimde eğitimlerin gelişimi sağlanabilir.
4. Türel temelli hak ve özgürlüklerinin farkına varmalarını, kapalılığın Özellikle cinsel taciz bildiriminde nasıl sağlanabileceğini anlatmak değerli. O nedenle de bu eğitim modüllerinin farkındalık kısımlarının yüksek olduğu il/ilçelerin dışında (Örn, İstanbul) hukuk temelli hak eğitimlerinin artırılması yararlı olacaktır.
5. Bu eğitimlerin fonksiyonel olduğu aşikâr olmakla birlikte unutulmaması gereken bir konu da şudur: tekrar eden yer eder. Eğitim hususlarının tekrarı pedagogların hemfikir olduğu noktalardan biridir. Bu nedenle verilen eğitimler, bir tabuyu kırmış ve irili ufaklı değişimler yaratmış olabilir lakin her iştirakçinin bu eğitimi alımlaması tıpkı oranda olamaz. Münasebetiyle en azından yerleşmesi ve kanıksanması için eğitimlerin periyodik olarak tekrarlanması sağlanmalıdır.
6. Bu eğitimleri veren işyerlerinin, işe alımlarda toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine tesirli testler oluşturması; makul bir puanın altında kalan emekçilere Tekrar cinsiyet eşitliği eğitimleri vermesi ve ardından nihayet testler uygulaması işyerinde sürdürülebilir cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında tesirli ve değerlidir. Böylelikle kontrole tabi tutulan Amel yerleri sürdürülebilirlikten kaçınamaz.
7. İşyerinde taciz ve şiddetin önlenebilmesi ile ilgili olarak bütün bu tahlil tekliflerinin su dalgası tesiriyle yayılarak çoğalabilmesi için STK’lar, belediyeler (yerel idarelerde kent kurulları, bayan meclisleri de iç olmak üzere), kentin paydaşlarının birlikte çalışarak Amel birliklerinin önünü açması, toplumsal cinsiyet eşitliği siyasetlerini Bir arada üretebilmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle, ILO’nun da 190 sayılı Kontrat ve 206 sayılı Tavsiye Kararı’nda belirttiği üzere Çalışma Bakanlığı, öteki yetkili bakanlıklar, belediyeler, toplumsal taraflar, basın ve STK’lar Bir arada çalışabilir, planlama yapabilir ve uygulamaya dönük hareketlerde bulunabilirler.
Kaynak: (BYZHA) – ak Haber Ajansı
